Piyano Kursları Çayyolu Ümitköy’de
Ankara Çayyolu Ramel Piyano Kursu
Müzik kursu sürecinin başlangıcında tavsiye edilen 2 enstrümandan biri piyanodur. Dünyadaki hemen hemen bütün konservatuvarlarda piyano ana enstrüman olarak kullanılmaktadır. Batı müziğinin temel enstrümanı piyanodur. Tüm dünyada müzik eğitimcileri, müziğe ilk adımın piyano ile atıldığında müzikte başarı ihtimalinin arttığını kabul etmektedir. Çünkü müzik eğitimi almaya yeni başlamış kişiler arasında en olumlu sonuçlar eğitimine piyano ile başlayanlarda görülmektedir.
Piyanonun tuşlu bir enstrüman olması, temel anlamda ses almak için ekstra çaba sarf etme zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Bu durum öğrenci motivasyonu kaynaklı pozitif sonuçları da beraberinde getirmektedir. Hemen hemen tüm ekollerde öğrenci herhangi bir enstrüman eğitimi almadan önce mutlaka piyano dersleri almaktadır.
Tam zamanlı psikologlarımız ve pedagogumuzla desteklenen Modernize Metotlar kapsamında her yaştan sanatsevere eğitim sağlanmasının yanı sırabküçük yaş grupları için Carl Orff sentezli erken müzik eğitimi piyano eğitimi de dahil edilerek verilmektedir. Birçok enstrüman eğitiminde pedagoji kavramı derneğimizle Türkiye’de ilk defa resmi olarak 2007 Yılında literatüre girmiştir.
1995’ten BUGÜNE PARLAK IŞIKLAR ÜLKEMİZİ SANATLA AYDINLATIYOR
ANKARALILAR İLE 27. YILIMIZI SANAT İÇİN ATTIĞIMIZ SAĞLAM ADIMLARLA KUTLUYORUZ
Piyano Kurslarında Pedagojik ve Psikolojik Faktörler
27 YILLIK TECRÜBEMİZLE
Bire Bir Özel Eğitimler
Bünyemizde piyano kursu, motivasyon odaklı “Modernize Metotlar” adlı psiko-pedagojik faktörleri barındıran yaklaşımla verilmektedir. Piyano kursları, bütün enstrüman eğitimlerinde olduğu gibi bire bir özel ders şeklinde gerçekleşmektedir. Çünkü bilindiği üzere enstrüman eğitimi zihinsel ve bedensel koordinasyon gerektirmektedir.
Gelişmiş bazı Avrupa ülkelerinin konservatuvarlarında yıllardır varlığını sürdüren enstrüman pedagojisi bölümleri, ne yazık ki Ülkemizde bulunmamaktadır. Modernize Metotlar uzun yıllardır bu alanda sadece kendi maddi kaynaklarıyla bilimsel araştırmalar yapmaktadır. Sonuçta Avrupa kaynaklarından, akademisyenlerinden faydalanarak, Türk öğrencisinin kültür ve karakterine uygun bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Konu üzerine Türk akademisyenlerin hazırlamış olduğu az sayıda Türkçe kaynak bulunmaktadır. Bu kaynakları üreten Türk akademisyenlerimize de başta “Piyano Eğitiminde İlke ve Yöntemler” isimli kitabı yazarak Ülkemize bu alanda yol gösteren Prof. Nevhiz Ercan’a olmak üzere programımızın hazırlanmasındaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz. (Modernize Metotlar yaklaşımıyla piyano kursu programlarımızla ilgili daha geniş bilgi edinmek isterseniz sitemizin üst menüsündeki müzik kursları bölümünden “Piyano Kursu” başlığını ziyaret edebilirsiniz. Piyanonun etkileri ile ilgili bilimsel araştırmalarsa bu sayfanın devamında bulunmaktadır.)
Piyano Kurslarında Çayyolu Ümitköy Adresimizde Yeni Dönem İçin Ek Kontenjanlar Açılmıştır.
17.Onur Ödülü Sahibiyle Eğitimde Fark Yaratan Bakış Açısı
Ücretsiz Fiziksel Yeterlilik Yetenek Analizlerimize Katılmak İçin Ulaşabileceğiniz
TEL: 0(312) 235 2357
Adres: Ümitköy Ana Cadde, 2432. Cadde, Ümitköy, Çayyolu / Ankara
Özellikle okul öncesi dönemde enstrüman eğitimi almaya başlayan öğrenciler için pedagojik yaklaşımlar büyük önem taşımaktadır.
Tüm dünya müzik ekollerince piyanoya başlama yaşı 4-6 arasıdır. Ancak piyanoya başlama yaşı öğrencinin yeteneğine, algı kapasitesine göre daha erken olabilmektedir. ( En erken 3 yaş ) Bu nedenle kurumlarda piyano pedagojisi üzerine eğitim almış kişilerin piyano dersi veriyor olması çok önemlidir. Piyano eğitimi tüm Dünyada bire bir özel ders şeklinde gerçekleşmektedir. Çünkü müfredatlarda ana başlıkların sabit olması olağan karşılanabilirken alt başlıklar sürekli olarak öğrencinin gelişimine ve yapısına göre revize edilmelidir. Bu nedenle piyano kursu için pedagojik bakış açısı başarılı bir eğitim sürecini taşıyan en önemli unsurdur.
Herhangi bir enstrüman çalmak isteyen kişilerin piyano ile müzik eğitimine başlaması çok mantıklı bir tercihtir. Çünkü piyano dersi aldıktan ve belli düzeylerde çaldıktan sonra başka bir enstrüman dersi almaya başlayan öğrencilerin çok daha hızlı ilerlediği, başarılı olduğu gözlemlenmektedir.
Özellikle piyanoda kişinin iki elinde parmaklarının başka işler yapması ve bunu belli bir koordinasyon dahilinde yapıyor olması beynin sağ ve sol loblarının koordinasyonunu geliştirmektedir. Bilimsel olarak 8 yaş öncesinde alınan piyano eğitimlerinin beynin nöronları arasındaki bağlantı sayısını, zekayı arttırdığı ve bunun kalıcı olabildiği tespit edilmiştir. Piyano eğitimindeki ve icrasındaki sağ-sol el, el-göz, ayak-el koordinasyonu beynin gelişimi açısından ileri düzey fayda sağlamaktadır.
Ankara Çayyolu Ramel Piyano Kursu’nda eğitimler bire bir özel ders şeklinde gerçekleşmektedir. Piyano dersi almaya başlamadan önce Ankara Çayyolu Ümitköy’deki merkez kurs binamızda ücretsiz fiziksel yeterlilik yetenek analizlerimize katılabilirsiniz.
Piyano Kurslarında Yeni Dönem İçin Ek Kontenjanlar Açılmıştır.
Kayıt Olmak veya Ücretsiz Fiziksel Yeterlilik Yetenek Analizlerimize Katılmak İçin Bizi Arayabilirsiniz.
TEL: 0(312) 235 2357
Bu ücretsiz analizler doğrultusunda öğrencilerin eğitime hazır bulunuşluklarının sağlanması gerektiği ve öğrenmeye hazırlık dahilinde ilerlemeleri gerektiği belirlenebilmektedir. İleri düzey yetenekli görülmeleri halindeyse buna göre piyano kursu dahilinde yönlendirilmeleri gerekmektedir.
“Eğitimde Feda Edilecek Tek Bir Fert Dahi Yoktur.”
Mustafa Kemal Atatürk
ÇAYYOLU ÜMİTKÖY’de ÇANKAYA’dayız
Her Konuda Ayrıntılı Bilgi İçin Ulaşabileceğiniz
TEL NO:
0312 235 2357
Piyano tuşlu bir enstrümandır. Genel olarak kuyruklu, dijital piyano, duvar piyanosu olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Bu gruplandırmaların içerisinde türlü boyda ve tuş sayısında bulunurlar. Piyano dersi almak beynin birden fazla bölgesinin organize bir şekilde çalışmasını sağlayarak çok yönlü düşünmeyi ve düşünceler arasında kurulan nörolojik bağlantıların kuvvetlendirilmesini sağlar. Piyano öğrenmek beynin kullanımını geliştiren bir özelliğe sahiptir. Müzik eğitimine başlayanlar için oldukça ideal bir yapıya sahip olan piyano, okul öncesi yaşlarındaki öğrencilerimiz gibi bir müziğe başlangıç enstrümanı olarak kabul edilebilir.
Bünyemizdeki piyano eğitimi süresince piyanoyu alt yapılarıyla birlikte öğrenme, ellerin koordineli çalışması, solo ve eşlik çalışmalarıyla birlikte teknik çalışmalar yapılmaktadır. Ünlü klasik eserlerin çalışılmasının ve daha farklı tarzlardaki eserlerin çalışılmasının üzerine yoğunlaşılmaktır. Öğrencilerimizin çalışmalarını yakından takip ederek raporlar haline getirerek teknik konularda kat ettikleri gelişmeler gözlemlenmektedir. Ders günleri ve saatlerimiz öğrencinin durumuna göre belirlenmektedir. Piyano kursumuza katılan kişinin eğer enstrümanı yoksa kurumumuz tarafından piyano satın alınması konusunda danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Piyano öğrenmenin faydaları üzerinde durmak gerektiğine inanıyoruz. Piyano sayesinde gelişen el-göz koordinasyonu; yazı yazmayı kolay öğrenme, güzel el yazısı yazma yeteneği sağlar. Piyano çalmak hızlıca adapte olabilmeyi ve çabuk odaklanma yeteneğinin gelişmesini sağlar. Parça çalmayı takip etmek, yoğunlaşma ve odaklanma becerileri için bulunmaz bir fırsattır. Aynı zamanda görsel yol ile okuduğu notayı doğru olarak çalmak ve doğru tempoyu bulmak bireyin dikkatini arttırır. Düzenli bir şekilde piyano ile alakadar olmak çocukların okulda Matematik, Mühendislik, Fen gibi konulardaki başarısını arttırır, analitik düşüncenin kuvvetlenmesini sağlar. Piyano çalmayı öğrenen her kişi konser piyanisti olmayabilir veya bu alanda ilerlemek zorunda değildir. Ancak sanata bakış açısı gelişir ve donanımlı bir vizyona sahip olur. Bütün enstrüman çalanlar gibi, piyano çalmak kişinin özgüvenini arttırır ve kişide gözle görülür pozitif değişiklikler olabilir. Piyano, müzik aleti çalmayı öğrenmek için en doğru başlangıçlardan birisidir. Küçük ilerlemelerle çocuğun motivasyonu artar, özgüven kazanmış olur. Kalıcı hafızayı güçlendirerek: Piyano çalan çocukların hafızaları gelişir; kolay unutmazlar. Aileler çocuklarına piyano dersi aldırarak, hem onlara hem kendilerine en güzel hediyeyi vermiş olurlar. Etüt çalışmalarımızda öğrencinin gelişmesinde önemli rol oynayan şeylerden birisi de devamlılıktır. Etütlerde öğrencilerimiz, el hareketlerini düzenlemesini, kemik arasında bulunan kaslarının esnekleşmesini, avuçlarının bazen açık bazense kapalı durması gerektiği gibi birçok teknik uygulama bilgisini öğrenir. Piyano derslerimizde öğrencinin ritim yeteneğini geliştirerek metroritmik ölçülerinin düzenlenmesine ve böylece piyanoyu daha rahat çalmayı sağlayan duymaya yardımcı olan iç kulağın becerisini geliştiriyoruz. Derslerimiz sadece mükemmelleştirmeye yönelik olmayıp düzenli ses sıralarına göre çalmayı ve materyal niteliğini öğrenmeyi de amaçlar. Çalışmalarımızda öğrencinin duyum yeteneğinin gelişmesine son derece önem veriyor bu becerinin gelişim göstermesi için derslerde gereken konuları detaylı olarak işliyoruz. Özetlemek gerekir ise derslerimizde eser içeriğine, seslerin uyum ve kalitesine, ses dayanağına ve ses kontrolüne dikkati yoğunlaştırarak bu temel becerilerin gelişmesini sağlıyoruz. Aynı zamanda el becerileri ve teknik düzenler doğrultusunda öğrencilerimiz, detaylı, uygulamalı çalışmalar yaparak müziğin eşsiz doğasının kapılarını aralıyorlar. Piyano çalmanın duygusal, zihinsel, fiziksel bir aktivite olması öğrenciler için sayısız faydayı beraberinde getirmektedir. Dikkatle hazırladığımız programlar ve uygulamalar hakkında bilgi almak için bizlere ulaşabilirsiniz. Piyano alımı için danışmanlıklarımız ve kurslarımız hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için Ankara’da Çayyolu, Ümitköy merkezimizi ziyaret edebilirsiniz. Öncesinde sitemiz üzerinden piyano kursu programlarımızla ilgili daha geniş bilgi edinmek isterseniz siteniz üst menüsündeki müzik kursları bölümünden “Piyano Kursu” başlığını ziyaret edebilirsiniz. Piyanonun etkileri ile ilgili bilimsel araştırmalarsa bu sayfada aşağıda bulunmaktadır.
Piyano ve Müziğin Zeka Gelişimine Etkisi Üzerine Bilimsel Araştırmalar
Uzmanlar müziğin çocuk gelişimi üzerindeki etkisini uzun süredir incelemektedirler. Bu alandaki ilk çalışma “Mozart Etkisi” adını taşıyan bir deneydir. Şüphesiz ki 14 Ekim 1993 yılında “Nature” dergisinde de yayımlanan bu araştırma kısa sürede popüler olmuş ve toplumda etkilerini hemen göstermiştir. Araştırma; klasik müzik – IQ ilişkisi üzerine kurulmuştur. Yapılan deneyde 36 lise öğrencisine belli bir süre, her gün 10 dakika boyunca Mozart’ın iki piyano için yazdığı re majör sonat dinletilmiş ve neticesinde çocukların IQ’larında bir artış görülmüştür. Aynı gruba dinletilen new age ve dans müziği ise Mozart’ın yarattığı etkiyi yaratmamıştır. Mozart Etkisi deneyini gerçekleştiren Amerikalı bilim adamları; Kaliforniya’daki Irvine Üniversitesi’nin Öğrenme ve Hafıza Nörobiyolojisi Bölümü’nde görev alan fizikçi Gordon L. Shaw ve Wisconsin Üniversitesi’nden psikolog Frances H. Rauscher’a göre okulöncesi çocukların beyninin tıpkı bir plastik gibi olduğunu ve erken yaşlarda verilecek birtakım eğitimlerle beyinlerinin şekillendirilip beslenmesinin mümkün olduğunu savunmuşlardır. Onlara göre çalgı aleti çalmak özellikle piyano; beyin ve beden arasındaki bağlantıyı kurması, hem ruha hem de fiziğe etki etmesiyle bu yöntemin en etkili aracı olarak ortaya çıkmıştır.
Cockerton, S. Moore ve D. Norman
1997’de T. Cockerton, S. Moore ve D. Norman tarafından 30 üniversite öğrencisi üzerinde bir araştırma yapıldı. Araştırma müziğin bilişsel performansa etkisini ölç- meyi amaçlıyordu ve öğrencilere iki bilişsel test uygulandı. İlki sessizlik ortamında, ikincisi ise bir fon müziği eşliğinde idi. Fon müziğinin uygulandığı teste öğrencilerin verdiği doğru cevap sayısı daha fazlaydı. Kalp atışlarında bir farklılık gözlenmemişti; bu da doğru cevap sayısındaki artışın uyanıklık derecesinden bağımsız olduğunu gösteriyordu (Cockerton, 1997).
Journal of Applied Developmental Psychology Dergisi
Journal of Applied Developmental Psychology (1999) dergisinde, erken dönemde çocuklara verilecek müzik eğitiminin faydalarını anlatan bir çalışmaya yer verildi. Bu çalışmaya göre Plato, Aristotle, Boethius, Leonardo da Vinci, Galileo Galilei, Isaac Newton, René Descartes, Benjamin Franklin, Thomas Edison, Albert Einstein, Robert Oppenheimer, Stephen Hawkin gibi dünya tarihine paha biçilmez katkıları olan kişilerin ortak bir noktaları olduğu ve tesadüfen başarıyı yakalamadıkları belirtilmektedir. Bu ortak özellik hepsinin müzisyen veya hayatlarının erken dönemlerinde müzik ile uğraşmış olmalarıdır. Çalışmanın ortaya koydu sonuç şöyledir; zekâ tek başına genler tarafından belirlenmez, aileler ile beraber geçirilen zamanın kalitesi ve müzik ile dolu olması zekâ üzerinde genlere oranla daha büyük rol oynamaktadır. Müzik eğitimi verilen ve verilmeyen çocuk gruplarında; çocuğun zekâ gelişiminde ve başarısında ailenin çocuğa ayırdığı zaman çok önemli bir faktördü. Altmışaltı çocuk üzerinde yapılan bir başka çalışmada, önce bütün çocuklara Stanford-Binet zekâ testi ile müzik testi uygulandı. Sonra deney grubundaki öğrenciler 30 hafta boyunca haftada 75 dakika müzik eğitimi aldılar. Sonunda müzik eğitimi alan çocukların düşünme ve üretici-bilimsel düşünme testlerindeki başarılarında belirgin artış gözlendi. Kelime ile alakalı zekâ testlerinde ise her iki grupta da önemli bir farklılık bulunamadı. Müzik eğitimi alan çocuklarda standart zekâ testlerinde başarı yüzdesi, % 50′den % 87′ye çıkarken, müzik eğitimi almayan çocuklarda bu başarı % 78 seviyesinde kalmıştır (Bilhartz, 1999).
Glenn Schellenberg
Kanadalı araştırmacı, müzisyen E. Glenn Schellenberg 2006 yılında müzik ve zeka ilişkisi ile ilgili Kanada’daki okulda çocuklar üzerinde iki farklı grup oluşturarak yaptığı deneyde müzik dersi alan çocukların IQ testi puanlarının almayanlara oranlar oldukça yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Müziğin özellikle matematik, zekâ ve dünyayı algılama yetilerindeki olumlu etkilerini gözlemlemiştir. Schellenberg deneyinde müzik derslerinin soyut zekâyı geliştiren çalışan hafıza, işlem hızı ve algısal organizasyon gibi beceriler kazandırdığı bulgusuna varmıştır (Schellenberg, 2012). Kısacası, müziğin IQ gelişiminde etkili olması tabii ki müzik eğitiminin doğru biçimde ve doğru zamanda uygulanmasından geçmektedir. Özellikle okul öncesi dönemde (3-6 yaş grubu) verilen müzik eğitimi, çocuklara bazı kavramların ve değerlerin kazandırılmasında oldukça etken bir yoldur. Müziğin çocuk gelişiminde birçok alanda (sosyal, kültürel, duygusal. v.b.) fayda sağladığı görülmekte ve bütün olarak özellikle çocuğun zekâsında fark edilir biçimde gelişim sağladığı ortaya çıkmaktadır. Zekâ gelişimine destekleyici müziğin gelişim üzerindeki diğer etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz; sosyal gelişime, duygusal gelişime, kültürel birikime, bakış açısına ve psikomotor gelişime etkileri.
Müziğin Çocuk Üzerindeki Yararları
Müziğin çocuk üzerindeki yararlarını destekleyen çalışmaları ise şu şekilde özetleyebiliriz;
Algısal – Zamansal IQ: Araştırmacılar kanıtlamıştır ki piyano dersi verilen çocuklar algısal-zamansal IQ skorlarında çok daha başarılıdırlar. Özellikle matematiksel mantık alanlarında müzik eğitimi alanların bilgisayar dersi veya hiçbir ders almayanlara oranla başarılı oldukları gözlemlenmiştir. Daha yüksek not: 1988’de Washington DC’de National Education Longitudinal Study müzik dersleri alanların müzik dersleri almayanlara oranla daha fazla A, A-, B, B+,B- aldıkları tespit edilmiş ve müzik eğitimi alanların okullarını şeref derecesi ile bitirmelerinin daha olası olduğu saptanmıştır (National Center for Education Statistics, 1990).
Daha yüksek okuma skorları: İskoçya’da yapılan bir çalışmaya göre, bir grup müzik dersi alan ilk sınıf öğrencileri ve bir grup tartışma taktikleri eğitimi alan öğrenciler kıyaslandığında müzik dersi alanların diğer gruba oranla okuma skorlarında gözle görülür bir artış görüldüğü tespit edilmiştir. Öte yandan, diğer grubun skorlarında hiçbir artış gözlemlenmemiştir (Sheila Douglas and Peter Willatts,Journal of Research in Reading, 1994).
Olumlu davranış sergileme: 2000 yılında yapılan ankete katılanların %73’ü bir enstrüman çalan gençlerin disiplin sorunlarının olmasının çok da beklenmedik olduğu yani bu kişilerin disiplinli davranışlar sergilemesinin daha olası olduğu bulgusuna varılmıştır ( American Music Conference, 2000). Daha az suç oranı: Orta öğretimde okuyan ve orkestra veya bandoda yer alan öğrencilerin diğer öğrencilere oranla yasa dışı madde kullanımları (kokain, eroin v.s.), veya alkol tüketimlerinin çok az olduğu gözlemlenmiştir. (Texas Commission on Drug and Alcohol Abuse Report. Reported in Houston Chronicle, January 1998). Daha iyi organizasyon: Aldıkları müzik eğitimlerine paralel olarak ritim becerileri olan öğrencilerin diğerlerine oranla günlük hayatlarında daha iyi plan yaptıkları, daha hızlı organize oldukları ve süreçleri daha iyi takip ettikleri yapılan çalışmalarda ispatlanmıştır ( Cassily Column, 2000). Daha iyi problem çözme: Karmaşık ritimleri çalabilen öğrencilerin akademik ve fiziksel durumlarda daha hızlı ve daha doğru tepkiler verdikleri dolayısı ile ortaya çıkabilecek problemleri daha kolay çözebildikleri tespit edilmiştir (Center for Timing, Coordination, and Motor Skills, 2000). Daha az kaygı: Müzik öğrencilerinin kaygı testlerinde daha az kaygı oranları olduğu ve gerçek hayatlarında kaygı ile ilintili davranışları daha az yaptıkları yargısına varılmıştır (Houston Chronicle, 1998).
Geniş bakış açısı: Müzik eğitiminin temel özellikleri çocuklara yaşamı yorumlamada geniş vizyon kazandırmaktadır. Örneğin, müzik aleti çalan bir çocuk enerjisini olumlu bir yöne yoğunlaştırabilir. Şarkı söyleyen çocuk ise sesini kullanmayı öğrendiği gibi bilmediği şarkı sözlerini öğrenmeyi de başarmakta ve sesin üzerindeki kontrolünü arttırmaktadır.
Olumlu ruhsal gelişim: Müzik eğitimi çocuklara iyiyi doğruyu aşılamada araç olarak kullanılabilir; çünkü müzik yoluyla ruhsal doyum sağlayan çocukların ruhsal gelişimleri açısından daha sağlıklı bir kişilik yapısı kazanma olasılıkları daha fazladır.
Yaratıcılık: Müzik çocuğun hayal gücünü ve yaratıcılığını desteklemektedir. Müziğin hayal gücü ve yaratıcılık üzerindeki etkilerini araştıran deneyler göstermiştir ki; klasikten modern döneme kadar çeşitli müzik türlerinin çocuklara dinletilerek ve onlara aynı anda resim yaptırılarak uygulanan testlerde müzik dinleyen çocukların dinlemeyenlere oranla daha renkli ve daha karakteristik çizimler yaptıkları gözlemlenmiştir (Afsin, 2009).
Kültürel birikim: Müzik eğitimi çocuğa başka dillerin, kültürlerin ve dünyaların kapılarını açmaktadır. Müzik evrensel bir dil olması bakımından kültür aktarması olarak da değerlendirilebilir zira farklı müzikler, kültürel özellikleri yansıtır. Bu da müzik eğitimi alan çocukların kültürel birikimlerini arttırmaktadır. Sosyal Gelişim: Okul öncesi dönemde müzik eğitimi, çocuğu çeşitli müzik etkinliklerinde yer almasını sağlaması bakımından çocuğu sosyalleştirecektir. Çocukların toplumsal etkinliklere katılma, deneyimlerini arttırarak grup içerisinde sorumluluk sahibi bireyler olmalarını kolaylaştıracaktır.
Psikomotor gelişim: Özellikle çalgı aleti çalan çocukların büyük ve küçük kas gelişimleri desteklenir. Enstrümanlar çocukların psikomotor gelişimlerinde önemli olan koordinasyon, güç, tepki hızı gibi kavramların gelişimine yardımcı olmaktadır. Çocuğun müziğe, vücut hareketleriyle tepki vermesi, müziğe uygun dans figürleri oluşturmaya çalışması, müziğe sesiyle eşlik ederek, sesini tanıması bilişsel ve psikomotor gelişimine katkı sağlamaktadır.
Yapılan çeşitli araştırmalar yıllar içerisinde birbirilerini destekler ve açıklar nitelikte olmuş, her biri müziğin çocuk gelişimindeki gözle görülür yararlarına işaret etmiştir. Zeka gelişimi üzerindeki etkiler en belirgin ve çarpıcı olan olarak diğer etkilerinden sıyrılmakta ve diğer bütün etkileri yine zeka gelişimini desteklemesi bakımından sonuç olarak da ortaya konabilmektedir. Çocuklara verilen müzik eğitiminin onların özgüveni yüksek, ruhsal gelişimlerini sağlıklı tamamlamış, kişilikleri oturmuş, disiplinli, sosyal, iyi ve kötüyü ayırt edebilecek bakış açısına sahip ve daha iyi davranışlar sergileyen bireyler olmaları yolunda teşvik ettiği yapılan araştırmalar ile belirlenmiştir. Buna ilaveten, çalışmalar göstermektedir ki müzik eğitimi alan çocukların almayanlara oranla daha yüksek ders notları, test skorları ve akademik becerileri olmaktadır. Bu da onların yaratıcı, başarılı ve üretken bireyler olarak yetişmelerinde katkı sağlamaktadır. Ayrıca; müzik bir kültür aracı olarak düşünüldüğünde çocukların kültürel birikimlerini de desteklemektedir. Müzik aleti çalan çocuklarda ise psikomotor gelişim ve koordinasyon yetileri daha ilerlemektedir. Kısacası, müzik eğitiminin Piaget’in ortaya koyduğu çocukların gelişim evrelerinde belirleyici ve doğrudan etkileri yıllardır bilim adamları tarafından yapılan çalışmalar ile gözler önüne serilmektedir. Müzik eğitimin konsantrasyonu arttırması, farklı sembollerin ve karışık müzik cümlelerinin doğru algılanıp ayırt edilebilmesi gibi yetileri kazandırması gibi temel özellikler çocuk gelişim evreleri ile paralellikler göstermekte ve adeta çocuk gelişiminin vazgeçilmez bir unsuru olarak ortaya çıkmaktadır. Hiç şüphesiz ki müzik eğitiminin doğru ve düzenli olması da bu etkilere direk olarak bağlıdır. Yani yanlış türde ve düzenli olmayan bir müzik eğitiminden aynı sonuçları beklememek gerekir. Müzik eğitiminin nasıl olması gerektiği bu makalenin kapsamı dışında kalmaktadır; ancak müzik eğitiminin özellikle erken yaşlarda (2-7 yaş ve 7-12 yaş) verilmesinin ve çalgı aleti çalmanın önemli olduğu araştırmalardan anlaşılmaktadır. Özetle, müzik ile gelişim arasında doğrudan bir bağ vardır ve deneyler göstermektedir ki; müziğin doğru ve etkin kullanımının çocuk gelişim sürecinde birçok alanda özelliklede zekâ gelişiminde ciddi katkıları olduğu aşikârdır.
25 bin öğrenciyi içine alan ve 10 yıl süren bir araştırma müzik yapmak, standart testlerdeki ve okuma yeterlilik sınavlarındaki puanların artmasında fayda sağlıyor. (James Catterall,UCLA 1997)
Ortaokuldan başlayarak müzik bölümüne eğilimli öğrenciler, akranları ile kıyaslandığında matematikte ve sözel derslerde daha yüksek puanlar alıyor. ( 2001 Music Educators Conference Araştırması)
Piyano çalan öğrenciler matematiksel ve bilimsel kavramları daha kolaylıkla algılıyor. Öyle ki onlar, oran, kesir, yüzde gibi matematiksel işlemlerde ve zaman-mekan odaklı düşünmeyi ölçen sınavlarda yüzde 34 oranında daha yüksek notlar alıyorlar. (1997, Nörolojik Araştırma)
3 yıl boyunca piyano eğitimi almış olan öğrencilerde şekil tanıma ve zihinsel imgeleme puanları önemli ölçüde artmıştır. (Phoenix, AZ, 1998 Music Educators Conference toplantısında sunulan Dr.Eugenia Costa-Giomi’nin çalışması)
Müzik ile ilgilenen öğrenciler, müzikle ilgilenmeyen öğrencilerle kıyaslandığında daha fazla akademik onur ve ödüle layık görülmüşler. Bunun yanı sıra bu öğrenciler, derslerdeki başarılarıyla da diğer öğrencilerden daha yüksek notlar alarak öne geçmişlerdir. ( ABD, 1988 Milli Eğitim Çalışması)
Konkordiya Üniversitesi ve McGill üniversitesi Montreal Nörolojik kurum hastanesindeki bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 7 yaşından önce alınan müzik eğitimi, görsel duyum motorlarındaki senkronizasyon işlemlerinin daha iyi çalışması gibi işlevlerin beynin korpus kallosum bölgesindeki beyaz sinir dokusuyla bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Emory Üniversitesi Tıp Fakültesi nörologlarından Brenda Hanna-Pladdy’in yaptığı bir araştırmaya göre müziksel etkinlik, hayat boyunca devam eden zihinsel bir egzersizdir ve bu beyninizi daha zinde tutar. Yaşlılığa dair sorunlara daha kolay alışmanızı sağlar. Bir enstrüman çalmayı öğrenmek yıllarca süren pratik gerektirdiği için yaşlandıkça beyinde azalan zihinsel aktiviteleri dengelemek için beynin alternatif bağlantılar yaratmasına yardımcı olur.
Northwestern Üniversitesi tarafından yapılan başka bir araştırmaya göre de çocuklukta alınan müzik derslerinin, yetişkinliğinde müzik derslerini almasa bile çocuğunuzun beynine hayatının sonraki dönemlerinde yarar sağlayabildiğini gösteriyor. Araştırmacılar bir kişi çocukluğunda ne kadar uzun süre müzik dersi alırsa bu yararların o kadar etkili olduğunu belirtiyor. Üstelik müzik yapmanın dil ayrımını yapabilme yetisini geliştirdiğini, okul notlarını arttırdığını ve daha iyi ve uyumlu sosyal davranışları oluşturduğunu söylüyor.
Dil öğrenme, dinleme, hafıza ve motor yeteneklerini geliştiren müzik deneyimleri, farklı yetenekleri aynı anda çoklu sinirsel bağlantılar geliştirerek birleştirir.
Öğrencilerin, yüksek seviye matematiğini anlayabilmek için öncelikle orantı matematiğini ve kesirleri anlamaları gereklidir. Matematiğin bu konularını anlayamayan çocuklar yüksek teknoloji alanlarında önemli olan ileri düzey matematiğini de anlayamazlar. Ve müzik, bu süreci kolaylaştırıcı etkiye sahip bir uğraş olarak karşımıza çıkıyor.
Ayrıca müzik, uzaysal algılama becerisini de geliştirir. Bu birbirinden ayrı parçaları görebilme ve onları yeniden zihinsel olarak bir araya getirebilme becerisidir ki matematik becerileri de bu tip bir mantığa dayanır.
Enstrüman öğrenme, müzik sembollerini ve notalarını yorumlamayı da kapsar. Beynimiz bu sembolleri zaman ile uyumlu bir şekilde değişen bir dizi ses yığını olan melodilerin şekle girmiş hali olarak görür. Bu yüzden müzik yapmak, beynimizin uzay ile ilgili nesnelerin biçimini değiştirme ve gözünde canlandırma becerisini geliştirir.
Ayrıca müzik öğrenimi akademik başarı için gerekli olan disiplini de sağlar. Mississauga Toronto Üniversitesinden E. Glenn Schellenberg araştırmasında, müzik derslerinde duyguları ifade etme, müziksel aralıkları ve akortları öğrenme gibi çok farklı bölümler olduğu için evreni çok boyutlu algılamanın mümkün olacağını ve bunun IQ seviyesini etkilediğini belirtiyor.
Ümitköy Ana Cadde, 2432. Cadde, Ümitköy, Çayyolu / Ankara Adresindeki Bina ve Yeni Bina ile de Ramel Fikirleri Büyüyerek Sizlerle. Kurucuların Ümitköy’deki ikinci eğitim kurumu olarak da sanat alanında MEB’e bağlanma süreci tamamlanmaktadır. Modernize Metotlar Derneği başkanlığı yapmış olan Ramel kurucularından fikir sahipleri, farklı statü ve isimle çalışmalarına Ramel bakış açısını yaşatarak devam etmiştir. Fikir sahipleri, Ankara Ümitköy’de Psikoloji ve pedagoji ağırlıklı alanlarla bakanlık ruhsatıyla çalışmaktadır. Yapılanma Ses Eğitim Kurumları olarak tamamlanmaktadır.