Tango Dans Kursu

Tango Dans Kursu Ankara

Tango sadece bir dans değildir; bir yaşam stilidir. Tango çoğu şairin duygularının şu cümleyle dışa vurumudur:

“Bir kavganın, kutlamaya dönüşebilme inancı”

Katagorizasyon olarak Uluslararası Stil Standart Salon Danslarındandır. Tango, Afrika kökenli bir kelimedir ve “rezerve edilmiş yer” anlamına gelir. Arjantin, Avrupa ile ticari ilişkileri esnasında Avrupa’nın dans ve müziklerinden etkilendi. Daha sonra Arjantin Tangosu 1913 yıllında Amerika’ya gitti ve sonraları sayısız ülkenin saraylarına kadar girdi. Herkesin hayran kaldığı bir dans haline geldi.

 Tango Hakkında Detaylar

Tango, kendiliğinden ve icra edenin yarattığı bir dans ve çoğu kez hayatın metaforik bir ifadesidir. Çok doğal, bazen gerçekliğe bir karşı çıkış veya kendini yeniden gerçekleştirme biçimidir
Tango dansı hüznü, bireyselliği, iktidarı, tutkuyu, aşkı, bir olmayı, neşeyi, paylaşmayı, hoşgörüyü, özetle hayata dair çok şeyi barındırır içinde. Farklılıklara, seçenekliliğe, olasılıklara yer bırakmayan büyük kent yaşamında tutsak olmuş, kendine, en temel, en yerleşik rolüne yabancılaşmış günümüz insanının isyanıdır.

Öyleyse tango sadece dans etme yeteneğine sahip olanların değil, herkesin dansı, seyredenin değil, icra edenin dansı.

Tango sosyal bir üründür. Doğduğu toplumla özdeşleşmiş, onun yazgısını paylaşmıştır. Etki alanını müzikten çok ötelere genişletebilmiş ve bir milletin sosyo-kültürel yaşamının açıklaması olmuştur.

Yöresel bir müzik türü olarak ortaya çıkmış ama uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Belki de hakkında en çok kitap yazılan bir müzik ve dans türüdür tango.

Tangonun dramatik duygusu, dans sırasında cok zengin doğaçlama fırsatları yaratması, dansın özünde aşk ve melankoli tutkusunun yatmasından ileri gelmektedir.

Tango’nun günümüzdeki belli başlı stilleri şu adlarla tanınır:
• Arjantin Tango
• Tango Milonguero (Tango Apilado)
• Tango Nuevo (New Tango)
• Show Tango (Fantasia olarak da bilinir)
• Ballroom Tango
• Finnish Tango (Fin Tango) • Tango Oriental (uruguayo)
• Tango Canyengue • Tango Liso
• Tango Salon • Tango Orillero

Tango müziğinin temel çalgısı Alman icadı olan fakat ismini Arjantin Tango’su ile duyuran akordeonun akrabası bandoneon’dur. Tango gerek Arjantin’in çeşitli bölgelerinde gerekse dünyanın çeşitli ülkelerinde farklı olarak biçimlenmiş ve ortaya az çok farklı stiller ortaya çıkmıştır.

Avrupa’ya giden Arjantin’li müzisyenlerin bu müziği getirmesi ile birlikte, tango Paris’ten başlayarak süratle yayılır ve büyük beğeni toplar.Paris’in gece kulüplerinde boy gösteren bu yeni ve erotik dans pek tutulur.Fakat Papa X. Pius tarafından yasaklanır. Görmeden yasakladığı bu dansı merak eden Papa, iki kilise mensubunun önünde yaptığı tango gösterisi sonucunda yasağı kaldırır. Böylece çılgınlığa varan bir “Belle-Epoque” dönemi başlamıştır artık.

Tango Fransa sınırlarını aşar, Hollanda, Almanya ve oradan İngiltere’ye uzanır.Bu dönemde tango sergileri ve tango konferansları da organize edilmektedir. Bu arada Paris’li modacılar yeni bir tango giysisi kreasyonuyla ortaya çıkarlar. Hazırladıkları model, o dönemde moda kadın giyimi olan jupe-culote’un yandan yırtmaçlısıdır ki dans sırasında bazı figürlerin yapılmasına olanak sağlamaktadır.

Her kentin müziğinde o yöre insanının kimliğini bulabileceğimiz gibi sokaklarında kendiliğinden doğmuş mırıltıların, seslerin, sevinçlerin ve hüzünlerin herhangi bir melodide somutlaştığını görebiliriz. Aynı şekilde tango da Buenos Aires ve Buenos Aires’linin müziğidir.

19.yy’ın sonlarına doğru Buenos Aires bir tür “yalnız insanlar”ca istila edilmişti. Bu insanlar genellikle şehrin bakımsız kenar mahallelerinde, pansiyonlarda, genelevlerde ve karanlık sokaklarda şarap ve “cana” denilen bir tür şeker kamışı rakısı içiyorlar, şarkı söylüyorlar ve dövüşüyorlardı. Bu alt kültürün baş aktörü “compadre” veya “compadrito” adı verilen kabadayı tipi idi.

Buenos Aires artık tangoyu kucaklamıştır. Böylece tango anayurdunda daha çabuk gelişir, tüm dünyayı etkileyecek bir akım halini alır. Bu arada Avrupa ile tanışmış olan tango kentin eğlence ve kültür merkezi Calle Coriente’ye tırmanır.Artık üst tabakalarca benimsenmiştir. Ancak dans biraz daha yumuşamış, compadritoların dansı değil, bir salon tangosuna dönüşmüştür.

Compadrito ve bir fahişe olan partneri pervasız, kışkırtıcı ve heyecan verici, garip bir pas de deux dansı yaparlar. Bu dansın müziğinde, habaneradan bir parça, Arjantin’e özgü milongadan bir parça, nihayet Endülüs ve İtalyan folklorundan bir parça mevcuttur. Bu müziğe ilkel anlamda tango diyebiliriz. Tangonun ilk müzisyenlerinin çoğu nota bilmezdi ve kulaktan çalıyorlardı.

1911’de bir liman mahallesi olan Boca’nın müzikli kafelerinde artık tango çalınmaya başlamıştı. Ama oralarda dans edilmez, yalnızca üst tabaka insanları bu aşağı mahallelerin müziğini dinlemeye gelirlerdi. Kentin üst kesimlerine sıçrayan tangonun müzisyenleri de artık daha dikkatlidir ve yeni formlarla halkın karşısına çıkmaktadır.yine 20.yy’ın başlarında Belediye ve Polis Bandoları repertuarlarına birkaç tango parçası sıkıştırmıştır.

İkinci Dünya Savaşı’na kadar çok tutulan tango daha sonra gerilemeye başlar. Özellikle 1950 den sonra Arjantin’i zor günler beklemektedir. Peron düşer ve askeri darbeler birbirini izler. Dans salonları teker teker kapanır. Ayrıca diğer danslarda dünyayı sarmaya başlamıştır. Tango evine kapanır.

egitimyoneticisiTango Dans Kursu